Yeni Yayın

Küçük bir kızken evdeki Ana Britanica ansiklopedisindeki çocuklara ek olarak basılan çocuk klasiklerinin karikatür serisindeki hikâyeleri merakla okuyordum; 

80 Günde Devri Alem, Define Adası ki hikâye Bristol’de başlıyordu ve ne tesadüftür ki ben yüksek lisansım için İngiltere’nin Bristol şehrine okumaya gittim! 

Piri Reis’i ilk defa galiba evdeki 100 Ünlü Türk kitabında görmüştüm. 

O günlerden itibaren dünya coğrafi keşifleri hatta uzay bile ilgi alanımda oldu. 

Ve ailemin bana bir doğum günümde bir dünya küresi hediye etmelerinin hayalini kurdum. 

Yine İngiltere’de medya ve yapımcılık üzerine yüksek lisansın ardından, televizyonda (HTN) staj yaparken, 

Piri Reis’i, ileride yapılacak projeler arasına yazdığımı hatırlıyorum. 

Tabii ki bir dünya haritası müsebbibi olarak. 

Daha sonra Piri Reis’le tekrar karşılaşmam ise, Prof. Celal Şengör’ü.bir ziyaretim sırasında, 

‘Uluslararası Piri Reis Sempozyumu’nun bildirgesini kütüphanesinde görmemle başladı. 

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın İstanbul’da düzenlediği sempozyuma katılmak istediğimi söyleyince, 

Celal Hoca, “Gel kız” deyiverdi. Bu sempozyumda tanıştığım Amerika’dan gelen profesörlerden Amerika daveti alınca, 

ilk seyahat programım belli olmuştu: 

New York! Tıpkı Thor Heyerdahl’in Kon-Tiki kitabı ve filmine konu olan hikâyesine New York’ta başlaması gibi, 

ben de projeye Yeni Dünya’nın başkentinde karar verdim. 

Böylece, Profesör Svat Soucek belgeselin ilk outline (taslak) metnini yazdı ve görüştüğüm Profesör Svat Soucek, 

“Avrasya Bilim ve Tarihi” uzamanı olarak, Princeton ve New York Üniversitesi hocasıydı. 

New York Üniversitesi kütüphanesinde onunla görüştüğümüzde bana;

“Siz Türklerin Atatürk’e ve Piri Reis’e borcunuz var. 

Belki sen onun hakkında sadece 1513 haritası değil, kapsamlı bir biyografik belgesel yaparak bu borcu ödersin” 

dedi ve bana çok önemli bir misyon yükledi. 

Böylece Piri Reis belgeseli için çalışmaya başladım, bu beni Topkapı Sarayından, Süleymaniye Kütüphanesine, 

İtalya-Vatikan-Venedik- Cenova arşivlerinden, şimdi İspanya- Madrid- Barcelona ve Salamanca Üniversitesi arşivlerinden, 

Portekiz Lizbon deniz arşivlerine çok geniş bir çerçevede beni büyük bir Akdeniz araştırması ve serüveninin için soktu. 

Bu sayede, çok değerli üniversiteler, enstitüler ve arşivlerde araştırma ve çalışma fırsatı buldum. 

Ve şimdi elinizdeki tarihi roman, “drama belgesel” filmimden önce okuyucu ve seyirciyle buluşuyor...