Göbeklitepe’yi Yapanlar Kimdi? Prof. Dr. Mehmet Özdoğan Röportajı

Göbeklitepe’yi Yapanlar Kimdi? Prof. Dr. Mehmet Özdoğan Röportajı

Göbeklitepe son yıllarda sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da ilgi odağı konumunda. Durum böyle olunca Göbeklitepe üzerine yapılan her araştırma, her olay geniş çaplı bir etki yaratıyor. Ancak bununla birlikte bu anıtsal yapı hakkında büyük bir bilgi kirliliği de yaşanıyor.

Göbeklitepe’nin tam olarak ne olduğunu, neden önemli olduğunu, nasıl bir toplum tarafından inşa edilmiş olabileceğini ve bundan sonra araştırmaların nasıl devam edeceğini Prof. Dr. Mehmet Özdoğan’a sorduk.

1963 yılında İstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalında başladığı arkeoloji kariyeri boyunca, Çayönü, Yarımburgaz Mağarası, Toptepe, Hoca Çeşme, Mezraa Teleilat, Kanlıgeçit, Aşağı Pınar gibi yerleşimlerde arkeolojik kazılar gerçekleştiren ve çok sayıda  yüzey araştırması yapan Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, dünya çapında tanınan arkeologlardan biri.

1- Göbeklitepe nedir, ne değildir?

Göbeklitepe, her şeyden önce çok iyi korunmuş kalıntıları, ilginç yapı ve seçkin buluntuları ile öne çıkan bir Neolitik yerleşim yeridir, bir arkeolojik sit alanıdır; son günlerde sanal ortamda giderek artan şekilde vurgulandığı gibi Kutsal Kitaplarda tanımlanan yerlerden biri olmadığı gibi, ne açıklanamaz güçlerin, ne de uzaylıların bıraktığı kalıntılardır. 

Göbeklitepe, Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem olarak da tanımladığınız , Güneydoğu Anadolu, Kuzey Suriye ve Kuzey Irak’da Son Buzul Dönemi sonrasındaki çok olumlu iklim koşullarının hakim olmasıyla yerleşik yaşama geçen bir kültürün yerleşim yerlerinden biridir.

Bu bölgede başlayan ve yaklaşık 3.000 yıl boyunca bu bölgenin içinde gelişen kültür, bu 3.000 yıl içinde, sonuçları açısından uygarlık tarihinin en önemli dönüşümlerinden birini, avcı-toplayıcı yaşamdan besin üretimine, çiftçiliğe dayalı yeni bir yaşam biçimini geliştiriyor.

2- Göbeklitepe neden önemli?

Göbeklitepe bu süreç içinde Batı İran’dan Amanos Dağlarına kadar olan bölgedeki sayısız yerleşim yerlerinden biri, ancak şimdiye kadar kazılmış olanların içinde en iyi korunmuş olanı. Bu ifade hiçbir şekilde Göbeklitepe’yi önemsizleştirme olarak alınmamalı. Çünkü önemli, çok önemlidir. Ancak öneminin yapay, gerçek dışı ögelere oturtulması örneğin orayı bir Vatikan ya da Mekke gibi inanç merkezi olarak tanımlamak, gerçeği yansıtmadığı için, küçük düşürücü olacaktır.

(Netflix’ten Göbeklitepe’yi Anlatan Fantastik Dizi Geliyor)

Göbeklitepe önemlidir çünkü döneminin inanç dünyasını, düşünsel zenginliğini, ve toplumsal düzeni anlamamızı sağlayan şaşırtıcı çeşitlilik ve zenginlikte bulgu ve buluntu vermiştir. Bu bağlamda ilk sormamız gereken soru, neden Göbeklitepe iyi korunmuş da diğerleri korunmamış olmalıdır.

3- Göbeklitepe gibi anıtsal bir yapıyı inşa etmek için neden böyle bir yer seçilmiş olabilir?

Göbeklitepe kazısı yapılmış diğer Çanak Çömleksiz Neolitik yerlerden farklı olara kıraç bir sırtın üzerinde, daha sonraki dönemlerin toplulukları için hiçbir çekiciliği olmayan bir yerdedir; bölgede kazısı yapılmış olan bütün diğer yerleşimler ovada, suyun bol olduğu yerlerde kurulmuştur, her gelen oraya yerleşmiş.

(İnfografik Anlatımla İnsanlığın İlk Anıtsal Tapınağı Göbekli Tepe)

Bunun en iyi örneği Urfa Yenimahalle höyüğü, Balıklı gölün, bölgenin en büyük su kaynağının kenarında, üzeri ve çevresi her döneme ait derin temelli anıtsal yapılar ile dolu, güncel rantın yüksek olduğu yer. Tesadüfen Urfa heykeli kurtarılabilmiş, bilinen en büyük ve en eski birebir insan boyutundaki heykel.

Yerleşmenin son kalan kesiti üst üste 5 terazzo tabanının görüldüğü, başka hiçbir yerleşmede görmediğimiz olağanüstü bir zenginlikteki dolgu idi, Alan rantı, kesitin temizlenmesini bile sorun haline getirdi. Üzerinde Roma dönemi yerleşimi olan Körtik Tepe akarsuyunun yatak değiştirmesi ile kısmen korunabilmiş, Çayönü’nün üst kısmı İlk Tunç Çağında traşlanmış.

4- Göbeklitepe’nin binlerce yıl boyunca bu kadar iyi korunmasının nedeni nedir?

Göbeklitepe terk edildikten sonra o noktaya bir daha kimse gelip yerleşmemiş. İyi korunmuş olmasının bir diğer nedeni de yapıların yere gömük olup içlerinin terk edildiğinde doldurulması, yani “bina gömme” geleneğinin olması; bu bütün Çanak Çömleksiz Neolitik yerleşimlerde görülmekte, zaten bu nedenle Neolitik yerleşimlerin mimarisi, daha sonraki dönemlerden çok daha iyi korunmuş, hatta bazen tek bir taşı bile eksilmemiş olarak gelmekte.

Çayönü, Nevalı Çori, Gusir başta olmak üzere hepsinde önemli yapılar gömülmüş, bu nedenle korunmuş.

5- Göbeklitepe’nin tüm insanlık tarihini değiştirdiği ve insanlık tarihinde “tek” olduğu gibi söylemler ne kadar doğruyu yansıtıyor?

Göbeklitepe’yi yerleşim olarak alırsanız bu söylem doğru değil. Göbeklitepe’yi o dönem ve bölgeyi temsil eden kültür adı olarak alırsanız doğru.

Bu kültür, Güneydoğu Anadolu, Kuzey Suriye, Kuzey Irak ve olasılıkla Batı İranı içine alan, Hallan Çemi, Güsir, Hasankeyf höyük, Nemrik, Çayönü, Caferhöyük, Körtik, Nevalı Çori, Tel Abr, Tel Qaramel gibi çok sayıda yerleşmelerden tanıdığımız bir kütür.

(Prof. Dr. Mehmet Özdoğan Röportajı: Aşağı Pınar ve Neolitik Dönem)

Gerçekten uygarlık tarihini değiştiren süreç burada tetiklenmiş; bu kültürü, saydığımız yerleşmelerin hiçbiri tek başına anlamamızı sağlamaz. Bu yüzden bir bütün olarak bakmak gerek. En görkemli yer Göbeklitepe olduğu için ben “Göbeklitepe kültürü” adını yeğliyorum.

6- Avcı toplayıcılarda herhangi bir üst sınıftan bahsedebilir miyiz?

Bu kültüre ait bütün yerleşmelerde katmanlaşmış toplum dokusu açık olarak görülüyor. Bunu ilk olarak Çayönü’nde görmüştük, evleri bile ayrıydı. Çok abartılı sayılmazsa toplumun ruhban sınıfının denetiminde olduğunu söyleyebiliriz, kutsal adına toplumu yönlendiren ve kutsalın simgesi olan gösterişli yapıların yapılması. Bu her dönem için geçerlidir, gücün gösterisi dışa karşı yapılardır

7- Göbeklitepe ataerkil toplum yapısı hakkında bir şey anlatıyor mu?

Ataerkil olup olmadıkları hakkında hiçbir bilgimiz yok. Kesin olan şey, kutsal alanlarda, kült yapılarındaki insan erkektir ve çok belirgin bir “fallus” sembolizmi var.

Buna karşılık sıradan hakın oturduğu kesimlerde, evlerde dişi figür yaygın, çok basit olarak yapılmışlar, ana tanrıça öncüsü gibi hamileler. Bu yönetim erkinin olduğu kesim ile toplum arasında inanç simgelerinde de bir farklılık olduğunu gösteriyor.

8- Göbeklitepe ile ilgili sizi en çok heyecanlandıran sorunsal nedir?

Bu kültürün kökeni? Bu kültürün çekirdek bölgesinde öncüleri yok. Güneyde, Filistin bölgesinde gelişen Neolitik kültür çok eskilere inen başlangıcı var ancak o kuzeyde bizim bölgemizdekinden çok farklı bir oluşum.

Dicle havzasından Fırat’a kadar olan alanda Göbeklitepe kültürü hemen hemen birden ve geniş coğrafya içinde aynı özellikleri sergileyerek çıkıyor.

Güneyde gelişen Epi-Paleolitik, Proto Neolitik amanoslar, Rift Vadisinden yukarı çıkışı var, ancak bunun Göbekli kültürünün alt evresi ile bir bağlantısı yok gibi duruyor.

Benim görüşüme göre Göbeklitepe kültürü bir başka bölgede gelişip buraya gelmiş. Nereden sorusu ayrı.

9- Göbeklitepe’de tamamlanan koruma çalışmaları yeterli mi? Yapılan çatı sistemi, burayı uzun yıllar boyunca dış etkenlerden koruyabilecek mi?

Kesinlikle hayır. Önce çatı örtüsü dışında, kazılmış çok geniş bir alan var, bunlar hızla aşınıyor, kabartmalar silinmeye başladı. Çatılar da dairesel tasarım olduğu için ekleyerek genişletilemiyor. Oysa eski çatı, Hauptmann Bey’in yaptığı çatı, tamam güzel değildi ancak dörtgendi, kazı ile birlikte eklenerek genişleyebiliyordu.

Göbeklitepe’de sorun yağış değil, rüzgarla gelen kum bombardımanı. Şimdiki çatılar yüksek, kumu ve rüzgarı engellemez.

Mutlaka tepenin genelinde çok ciddi bir koruma stratejisi geliştirilmeli, eğer bu yapılamıyor ise, ki şu anda yok, orijinal kabartmalar müzeye alınıp yerlerine kopyaları konmalı.

10- 2019 yılı Göbeklitepe Yılı ilan edildi. Bunun Göbeklitepe için olumlu ve olumsuz ne gibi sonuçları olur?

Zaman gösterir diyeceğim, umarım plansız gösterişli ve uzun erimde zarar verecek işlere neden olmaz.

11- İlerleyen yıllarda Göbeklitepe’de bilimsel çalışmalar nasıl devam etmeli?

Yapılması gereken, korumanın yanı sıra, yayın ve yayın hazırlığı. Malzeme üzerinde çalışmaların yapılması, ki bu, bildiğim kadarı ile oldukça iyi ilerliyor, ancak daha çok zamana gerek var.

İkinci ve çok ciddi olan; açılmış kısımların doğru ve kapsamlı belgelenmesi, kesitlerin çizilmesi, rölevelerin yapılması. Bu, çatının altında kalacak yerler için yapılabildi. Hiç değilse oldukça kapsamlı. Ancak mutlaka bu işin sürmesi gerek.

Üçüncü ve çok daha kritik olan tabakalanma sorunun çözümü. Göbeklitepe’yi anlamak için bu şart. Bunun için açılmış kesitlerin sıyrılması, örnek alınması, gerekli yerlerde küçük sondajlar açılması, ve açılmış yapıların tabanlarının temizlenmesi. Birçok yapıda kazı taban düzlemine inmemiş, yanıltıcı bilgi ve görünüm veriyor.

Koruma çatılarının ayakları için yapılan sondaj kazısı ilk kez yerleşimin hassas tabakalanmasını, tapınakların altında ve çevresindeki konutları görmemizi sağladı. Yani yeni kazı değil, kazılmış yerlerdeki sorunların çözümü gerek.