Entel Bülten

Entel Bülten

Sevgili dostlar,

Önemli kararların verileceği seçim hafta sonunda aklınıza ve ayağınıza dolanmamak idi niyetimiz, ve öyle yaptık. Hatta sonuçlar belli olmadan Entel Bülten göndermeyelim diyorduk Ne yazık ki bu hafta bültenimizde Seyfettin Bey’in “Yazmadan Baskıya” ve Profesör Doğan Şenocak’ın “Doktorunuz Diyor ki” bölümleri mevcut değil. Ancak Seçkin Çekirdekçi’nin yazdığı Saatleri Ayarlama Enstitüsü bölümünde New York Kitap Fuarı’na dair çok keyifli detaylar okuyabilirsiniz. Bunun yanı sıra minyatür almanaklar da bu hafta bültenin konuları arasında.

Bu hafta bültenimizin tepesini örgüyle tamir edilmiş bir Orta Çağ el yazması süslüyor. Bu yazmayı gördükten sonra araştırdık ve öğrendik ki bu aslında Orta Çağ’da yaygın olarak kullanılan bir tamir yöntemi imiş. Hayvan derisinden yapılan, oldukça zor erişilen ve pahalı bir materyal olan parşömenin üretimi esnasında yapılan hatalar, kâğıdın delinmesine neden olurmuş. Tabii bu kadar değerli bir materyalin sırf defosu var diye atılması mümkün olmadığından insanlar bu kağıtları kullanmanın yaratıcı yollarını bulmuşlar. Genellikle yukarıdaki örnekte olduğu gibi rengarenk iplerle sayfayı örmeyi tercih etmişler. Basit bir beyaz ip kullanmak hatta tek renk kullanmak yerine bu canlı renkleri tercih etmeleri bu işe verilen önemi ve arkasındaki estetik zevki de gösteriyor aslında. Bildiğiniz üzere Avrupa’da Orta Çağ el yazmalarının neredeyse tamamı manastırlarda rahipler ve rahibeler tarafından üretilmekteydi. Bu örgülerin daha çok rahibelerin elinden çıktığı, bu işlemin onların eğitiminde yer aldığı düşünülüyor. Bazı el yazmalarında ise deliklerin nakışla kapatılması yerine farklı yollar izlendiği görülüyor. Örneğin aşağıdaki yazmadaki delikleri etrafına eklediği çizimlerle sakallı bir adama çeviren yazıcının yaratıcılığını görebilirsiniz.

Bu arada yukarıdaki el yazmasının İncil’den bir kısım olduğunu (Ezgiler Ezgisi) ve yüzün de büyük ihtimalle Süleyman’ın yüzü olarak çizildiğini de söyleyelim. Yani hem oldukça yaratıcı hem de ciddi bir metne biraz da olsun mizah katabilmiş bir tamir örneği olmuş. Orta Çağ el yazmaları, yaratıcılık, işçilik, elindeki malzemeyi olabilecek en iyi şekilde kullanmak ve hatalardan mükemmel bir eser yaratmak konusunda bize çok fazla şey öğretiyor. Bu bilgileri topladığımız çeşitli kaynaklara resimlerin üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz ve kaynaklarda daha fazla tamir örneği görebilirsiniz. O kadar güzeller ki, hepsini buraya eklememek için kendimizi zor tuttuk. Ancak dayanamadığımız için eklediğimiz, yine mizahi yaratıcılığın ön planda olduğu hem çizim hem de dikişten oluşan bir tamiri aşağıda görebilirsiniz.

Daha fazla örnek görmek için tıklayınız

 

Minyatür Almanaklar

Bildiğiniz gibi almanaklar, yılın bayram, yıldönümü gibi önemli günlerini; gökbilim, meteoroloji bilgilerini içeren kitap şeklindeki takvimlerdir. İlk almanak örneği, Babil’de bir tabletin üzerine yazılan, insanların yılın belirli günlerinde neleri beklemeleri gerektiğini anlatan açıklamalarmış. Babil almanağı bu tür metinlerin öncülerinden de olsa, almanakların asıl çokça basıldığı ve alındığı dönem Erken Modernmiş. Hatta, İncil’den sonra en çok satılan kitaplar, almanaklarmış-yılda yaklaşık 400000 kopya gibi bir sayıdan bahsediyoruz. Almanakların kullanım süreci 365 günden ibaret olsa da bazı kopyalar çok önem verilmiş detaylar ve zanaatkarlıkla işlenmişler. Almanakların daha sonra atılmak için üretilmeleri ne kadar üretildiğini, ne kadar geride kaldığını hesaplamayı zorlaştırıyormuş. Aynı zamanda bazı almanak kullanıcıları özel ciltler ürettirip daha sonra da bu ciltlerin içine yeni almanak sayfalarını yerleştirtiyorlarmış. Yani bu gördüğünüz güzel ciltler tekrar tekrar kullanılabiliyormuş.

Birkaç bülten önce minyatür kitapların neden ilgi çekici olduğundan bahsetmiştik. En önemli nedenler biri, insanların bu kitapları daima yanlarında taşımak istemeleriydi. Tabii insanların günlük bilgiler veren almanakları yanlarında taşımak ve kitapların sayfalarına danışmak istemelerinden daha doğal bir durum olamaz. İlk minyatür almanaklar örneklerinden biri 1475 yılına gidiyor. Minyatür kitapta estetik ve zanaatkarlık da oldukça önemli oluyor. Nadir kitap ve el yazması uzmanı Suzanne Karr Schmidt minyatür almanaklarda çok özel detaylar görülmesinin ve özel ciltler yapılmasının nedeninin bir çeşit zanaatkarlığı gösterme alanı olmasından kaynaklandığı söylüyor. Ayrıca bu minyatür almanaklar, aksesuar olarak ya da hediye vermek için de kullanılmış. Örneğin aşağıdaki resimdeki 1805 yılında yapılmış almanak, cildinde bulunan saç tutamı, baş harfler ve yılan bir sevgiliden diğerine hediye olduğunu gösteriyormuş.

Son olarak, koleksiyoner Patricia J. Pistner ve onun harika minyatür kitap koleksiyonundan bahsedeceğiz. Tam 950 parçadan oluşan minyatür kitap koleksiyonunda almanaklar da varmış. Özellikle Fransızca almanakları toplamayı seven Patricia bu almanakları Fransız model evinin kütüphanesine koyuyormuş. Bu minik kütüphaneye yaklaşık 500-600 kitap koyabileceğini düşünse de 30 yılda anca 95 tane almanak toplayabilmiş. Kendisinin minik kütüphanesini de aşağıda görebilirsiniz.

Daha fazla minyatür almanak resmi görmek için ve kaynak olarak kullandığımız Jessica Leigh Hester tarafından yazılan makaleye ulaşmak için tıklayınız.

 

Saatleri Ayarlama / Time Regulation Enstitüsü / Institute    

bay / by seçkin çekirdekçi   

Sevgili dostlar,

Bu satırlar yazılırken Entel Bülten’in “genel müdürü” Ekber Bey New York’ta, eski kitapçıları, müzayede evlerini, kimseciklerin bilmediği kıyıda köşede kalmış lokantaları dolaşıyor olacak. Fırsattan istifade Zergün Hanım’a alternatif bir yayın çıkarma teklifinde bulundum. İsmi “Dantel Bülten” ya da “Özentel Bülten” olarak tasarladım. Zergün Hanım aklımı başıma almamı, bu işlerin öyle göründüğü gibi kolay olmadığını, üstelik Ekber Bey’in döner dönmez kulaklarımı çekeceğini -biraz da korkunç benzetmeler yaparak- anlattı uzun uzadıya bana. Oysa ki o gün kırkıncı doğum günümdü ve ben, o ana kadar, hayattan her türlü dersi aldığımı düşünüyordum. Neyse, eski Türk filmlerinde söyledikleri gibi, bu bahsi kapayalım. Neticede, gördüğünüz üzere, yerimiz kürkçü dükkanı. 

Ekber Bey, şu aralar Büyük Elma’da gününü gün ededursun, maalesef kitap fuarını bir iki hafta farkla kaçırdı. Bir iş gezisi vesilesiyle o tarihlerde orada bulunduğumdan -malum sinema topluyorum- elimde birkaç tane yarımşar kiloluk Hacı Bekir lokumuyla, bazı dostları ziyaret etmek için soluğu tarihi Armory binasında aldım. Giriş ücreti olan 25 doları ödedikten -zatıalileri artık yaklaşık 150 TL olur- ve içinde iki aylık kızım için az önce satın aldığım kremlerin olduğu çantayı kontrol ettirdikten sonra içeri girebildim. Üç farklı standda duran arkadaşlarımla görüşüp ağırlıkların bir kısmından kurtulduktan sonra, geçici bir müze olarak tanımlayabileceğim fuarda dolaşmaya başladım. Kırk haramilerin mağarasındaki Ali Baba gibi bir histi bu koridorlarda dolaşmak. 

Robertson’un bir İstanbul fotoğrafı; çok ilginç botanik çizimler; Blackmer ya da Atabey’de olmayan 1570 Jacques de Braeckle’nin 1570 tarihli İstanbul seyahatnamesi; Hemingway’in bir barmen dostuna üzerinde bir notla imzalayıp gönderdiği ve bana “İhtiyar Balıkçı ve Deniz”i hatırlatan bir kare; Baudelaire’nin Elem Çiçekleri’nin yayıncısı Poullet-Malassis’e gönderdiği, gerekli tashihlerle ilgili bilgi içeren bir mektup; içlerinde F. Scott Fitzgerald’ın olağanüstü kapaklı Muhteşem Gatsby’sinin de bulunduğu çeşitli ilk baskılar; 1929’da sadece on beş nüsha basılan ve Picasso’nun Apollinaire portresini de içeren bir Contemporains Pittoresques buradaki değerli taşlardan bazılarıydı ve bunların hiçbirini alıp eve getiremediysem de -avuçlarımın içlerini terleten Hemingway fotoğrafı az önce satılmıştı ve de Braeckle’nin seyahatnamesi için 175,000 Amerikan doları isteniyordu- hesabıma yine de güzel bir imzalı kitap düştü: İmzalı bir Otomatik Portakal… Elimdeki nüsha, projeyi alıp Stanley Kubrick’e götüren, dolayısıyla hayata geçmesinin temelini atan yapımcıya ithaflıydı. Olağanüstü provenanslı önemli bir ilk baskı… Binadan çıkarken görevliler üzerimdekileri bir kez daha kontrol ettiler (malum bazıları böyle yerlerde kendilerine hakim olamayabilir), meraklı bakışlarla sahaf kataloglarının ve kitabın yanında duran kavanozların ne olduğunu sordular. “Pişik kremi” dedim, “kızım için olan çantadaki tek şey”. Güldüler. Taksiye binerken aklımda iki düşünce vardı: Uzunca bir süredir uğrayamadığım 5. Cadde ile 47. Sokak kesişimindeki Katsu- Hama’da bir katsu yemek ve Otomatik Portakal: Belki de, çantamda kızım için olan tek şey şu bahsettiğim pişik kremi değildi. 

İstanbul Müzayede'nin yeni müzayedesindan haberdar değilseniz

 

Haftanın Grafiği: 80 Ünlü Yazarın İlk ve Son Kitaplarını Yayınladıkları Yaşlar

 Yukarıda gördüğünüz grafik Emily Temple tarafından hazırlanmış ve yazarların edebi kariyerlerinin süresini gösteriyor. Yazarların ilk ve son kitaplarını hangi yaşlarda yazdıklarını, ne kadar süre edebiyat dünyasında var olduklarını gösteren bir grafik olmuş. Temple'ın söylediği üzere, grafiğin en ilginç yanı bu yazarların yayın dünyasındaki süreleriyle ünleri arasında hiçbir bağlantı olmaması. Örneğin Slyvia Plath 29 yaşında ilk, 31 yaşında son kitabını yayınlamasına ve yalnız iki sene yayın dünyasında bulunmasına rağmen bugün Amerikan şiirinin en önemli şairlerinden biri olarak görünüyor. Böyle bir grafiğin Türk Edebiyatı için de yapılması harika olur aslında. Bu işe girişirseniz, bize de haber verin.

Detaylı bilgi için tıklayınız.

Reklamlar:

 

Çankaya Müzayede'nin yeni müzayede sitesindeki müzayedeleri incelemek için tıklayınız

İlhan Berk. Şenlikname. İstanbul: Yeditepe Yayınları, 1972. 60 s., 20 x 13.5 cm. Karton Kapaklı Orijinal Hali ile. İlk Baskı.

Topkapı The Palace of Felicity. Editörler: Filiz Çağman, Engin Yenal, Robert Bragner. Konsept ve Fotoğraflar: Ahmet Ertuğ. Istanbul: Ertuğ & Kölük (Borusan), 1991. 244 s., renkli ve s/b resimli. 38x 27 cm. Yayıncısının orijinal bez cildinde ve kutusunda.

600 yıllık Ayasofya görünümleri ve 1847-49 Fossati Restorasyonu. [Sergi kataloğu]. 25 Eylül - 5 Kasım 2000, Türk İslam Eserleri Müzesi, İstanbul. Hazırlayan: Selmin Kangal. İstanbul: Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, 2000. 199 s., renkli resimli. 33x23 cm. Karton kapaklı orijinal hali ile.

Eğer Buraya kadar okudunuz ise:

Sevgili dostlar yine bir iki küçük notumuz var.

Her zaman hata yapma ihtimalimiz var, bilgi ve usul olarak. Hoşgörünüze sığınmak boynumuzun borcu! Ancak asla politika ve tartışma ortamında bulunmak kat'iyen istemiyoruz. Her türlü uyarı ve takdir mesajı bizi sevindiriyor.

Görsellere tıklarsanız bilginin kaynağına gidersiniz veya www.entelist.com adresine!

Bir ricamız da, eğer sıkıldıysanız, beğenmiyorsanız listemizden çıkabilirsiniz. Lütfen aşağıdaki Unsubscribe düğmesini tıklayın. Ancak bizi spam olarak işaretlemeye, yani aşağılamaya gerek yok. Lütfen unutmayınız ki okumayacaksanız,  siz de bizim için yük durumundasınız; size bu mesajı sağlıklı göndermek için epey  bi para ödüyoruz.

İlgi ve desteğiniz için çok teşekkürler! Yorumlarınızı ekber.and@gmail.com adresine yazabilirsiniz.