A. Aysun Sandıkcıoğlu “ARAF” Heykel Sergisi

A. Aysun Sandıkcıoğlu “ARAF” Heykel Sergisi

A. Aysun Sandıkcıoğlu “ARAF” Heykel Sergisi 
Selçuklu ve Osmanlı Mezar Taşı Yorumları

Açılış: 21 Şubat Perşembe Saat: 18.00 - 20.00
Sergi Süresi: 21 Şubat - 22 Nisan 2019
Yer: Şerefiye Sarnıcı - Sultanahmet / İstanbul
Küratör : Mehmet Lütfi Şen

 

 

 

Şerefiye Sarnıcı İstanbul Büyükşehir Belediyesinin beğenilen restorasyonuyla 16 Asır sonra Nisan 2018’de yeniden İstanbullulara hizmet vermeye başladı.  Elbette günümüzdeki işlevi su ihtiyacını karşılamak değil ama su kadar önemli kültür ihtiyacı için tarihle ve çağdaş sanatla buluşmanın adresi oldu Şerefiye Sarnıcı. İlk sergi izleyenlerden büyük beğenilerine mazhar olan Ahmet Nejat “Hiç Hali”ydi. Sonrasında yine büyük ilgi gören Süleyman Saim Tekcan’ın “Atlar, Hatlar ve Süleymanname” projesine ev sahipliği yaptı. 21 Şubat’ta izleyicilere kapısını açacak olan A. Aysun Sandıkcıoğlu “Araf” projesi mekânın üçüncü etkinliği olacak.

Araf Heykel Sergisi, medeniyetin üç boyutlu birikiminin özel bir alanından yola çıkılarak hazırlandı. Bu proje tema olarak Ahlat Selçuklu ve Osmanlı mezar taşlarının sadece plastik değerlerine odaklandı. Bu mezar taşı anıtları, başta hat sanatı olmak üzere hakkâklıktan edebiyata birçok sanatın birleşmesinden doğuyor. Bugüne kadar daha çok tarihî değeri, sosyal değerleri, hat sanatı ve edebiyat üzerinden okundu bu anıtlar. İlk kez bu projeyle mezar taşları form değerleriyle öne çıkıyor. Sanatçı Aysun Sandıkcıoğlu, 2010 yılında gerçekleştirdiği yeniçeri başlıklarını yorumlayan olağanüstü heykel serisinden sonra Araf projesine yoğunlaştı. Eskiz, çamur, kurutma, ilk pişirim, düzeltmeler, sırlı pişirim gibi uzun ve heyecanlı bir yolculuktan sonra 32 heykelden oluşan bu önemli proje İstanbul’un çok önemli tarihî yapılarından Şerefiye Sarnıcı’nda sizlerle buluşuyor. Araf projesiyle, tarihin imbiğinden süzülüp gelen formlar, çağdaş sanat eserlerine dönüşerek sarnıcın sularında çoğalıyor ve gölgeleriyle 1600 yıllık duvarlarla bütünleşiyor.


“GELENEKSEL FORMLARA ÇAĞDAŞ YORUM”
Sanat eserleri yaratıldıkları toplumun ve dönemin kimliğidir. Bu özellikleriyle sadece sanat eserleri incelemeleriyle bir tarih yazılabilir. Bu eserlerde kullanılan malzeme, biçim ve içerik üslubu, kompozisyon yapısı gibi veriler eserin yapıldığı toplumun sosyal, ekonomik, kültürel ve dinî yapısını ele verir. Toplumların sanat ve bilim alanındaki ifade biçimlerinden medeniyet algısı oluşur. Globalleşmenin maksimuma ulaştığı çağımızda bir medeniyete ait olma durumu kendiliğinden değil, bizim çabalayarak varabileceğimiz bir yerdir. Bizler kendimize has kültürü, önce global dünyanın bizleri hizaya soktuğu saf düzeninden ayrılarak fark etmek zorundayız. Bu fark ediş bir medeniyete ait olmak için başlangıçtır. Ait olma durumu, kendine has yapıyı bilmenin ötesine geç- meyi gerektirir. Kimlik bir aksiyon ifadesidir, gelecekte bir yere varmak için ulaşılabilen geçmişten yola çıkmak gerekir. Bizi öbüründen ayıran şeyleri bilmek yetmez; ancak bu “furkan”ı yaşanılan çağda yeniden inşa etme çabası, yaşayan bir medeniyetin imkânlarını hazırlayabilir.

Sizlere takdim ettiğimiz Araf Heykel Sergisi, medeniyetimizin üç boyutlu birikiminin özel bir alanından yola çıkılarak hazırlandı. Bu proje tema olarak Ahlat Selçuklu ve Osmanlı mezar taşlarının sadece plastik değerlerine odaklandı. Doğrusu bu mezar taşı anıtları, başta hat sanatı olmak üzere hakkâklikten edebiyata birçok sanatın birleşmesinden doğuyor. Bugüne kadar daha çok tarihî değeri, sosyal değerleri, hat sanatı ve edebiyat üzerinden okundu bu anıtlar. İlk kez bu projeyle mezar taşları form değerleriyle öne çıkıyor. Sanatçı dostum Aysun Sandıkcıoğlu, 2010 yılında birlikte gerçekleştiğimiz yeniçeri başlıklarını yorumlayan olağanüstü heykel serisinden sonra Araf projesine yoğunlaştı. Eskiz, çamur, kurutma, ilk pişirim, düzeltmeler, sırlı pişirim gibi uzun ve heye- canlı bir yolculuktan sonra bu önemli projeyi İstanbul’un çok önemli tarihî yapılarından Şerefiye Sarnıcı’nda sizlere takdim etmenin heyecanını yaşıyorum. Araf projesiyle, tarihin imbiğinden süzülüp gelen formlar, çağdaş sanat eserlerine dönüşerek sarnıcın sularında çoğalıyor ve gölgeleriyle 1600 yıllık duvarlarla bütünleşiyor.

Ben sizleri bu büyüleyici projeyle baş başa bırakırken bütün yoğunlukları arasında uzun zaman birlikte çalıştığımız Sayın A. Aysun Sandıkcıoğlu’na, yetkin değerlendirme yazısı için Sayın Prof. Dr. Halil Yoleri’ye, tanıtım filmi için Sayın Burak Süzer’e, koordinasyon için Sayın Ali Yıldır’a ve emeği geçen mesai arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Şerefiye Sarnıcı’nı restore ederek İstanbullulara ve İstanbul’un misafirlerine, tarihle ve çağdaş sanatla buluşmalarına imkân sağlayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi üst yönetimine gönülden şükranlarımı sunuyorum.


Mehmet Lütfi ŞEN
Küratör

 

 

VAR OLMANIN YALIN HÂLİ

Sanatçı A. Aysun Sandıkcıoğlu’nu, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde seramik bölümündeki öğrenciliğinden bu yana izliyorum. Seramiğin yanı sıra farklı malzemelerle gerçekleştirdiği deneysel çalışma- ları büyük bir tutku ve disiplinle yaptığına tanık oldum. Bu sergiyi oluşturan işlerine yakından bakarken, Sandıkcıoğlu’nun sanat eğitimi aldığı dönemlerde kendine özgü biçim arayışlarını içeren renkli eskiz dosyalarını hatırladım. Çizgileri, gök kubbe ile sınırlayarak yarattığı üç boyutlu tasarımlar onun, günümüzde oluşturduğu özgün sanat dilinin doğduğu özel mekânları gibidir.

A. Aysun Sandıkcıoğlu’nun sergide yer alan heykellerinde Selçuklu döneminde değerli metallerden üretilen eserler, seramik malzeme ile anlamlandırılarak, aynı görselliğe ulaşmayı amaçlayan seramik sanatçılarının ustalığı ile masif yapılı formlarda, geometrik çizgilerle yeniden tasarlanmıştır. Heykellerde, sonsuzluğu arayan Osmanlı dönemi sanatçılarının tavrını görmek de mümkündür.

Seramik heykel sergisinde, yaşanmışlığın belgeleri olarak binlerce yıldır ayakta duran, mermer ya da kayalardan yontularak şeklini bulmuş mezar taşlarını görebilirsiniz. İlk bakışta varoluştan kopmanın yalın haliyle karşılaştığınız duygusuna kapılır, daha sonra tarihe, kendi şifrenizin kaydını düşmenin hesaplarını yaparsınız.

Seramiğin bağımsız ve hırçın doğası düşünüldüğünde, onunla ilgili gerçek tecrübenin yalnızca onunla çalışır- ken edinildiğini biliriz. Edinilen bu bilgiler bazen hiç işe yaramasa bile, aslında daima kendi dilinde şifrelenerek kaydedilmiştir. Tıpkı sanatçı A. Aysun Sandıkcıoğlu’nun seramik heykellerinde olduğu gibi...

Prof. Dr. Halil YOLERİ

Dokuz Eylül Üniversitesi Seramik ve Cam Bölümü Bölüm Başkanı


A. Aysun Sandıkcıoğlu
1962 Balıkesir doğumlu olan A. Aysun Sandıkcıoğlu,
ilk ve ortaokul öğrenimini Balıkesir’de tamamlamıştır. Lisenin ilk iki yılını yatılı olarak İzmir Türk Koleji’nde okuyan Sandıkcıoğlu, 1979 yılında Balıkesir Koray Lisesi’nden mezun olmuştur. 1981-1983 yılları arasında Bursa Tophane Endüstri Meslek Lisesi’nde uygulanan Osanor Eğitimi Projesi kapsamında meslek fark dersleri alarak, Makine Ressamlığı Bölümünden teknik ressam olarak mezun olmuştur. Dört yıllık lisans eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik-Cam Ana Sanat Bölümünde tamamlamıştır.
2009 yılında aynı üniversitenin enstitüsünde “Askeri
Müzik Topluluğu Mehter, Geleneksel Kıyafet ve Müzik
Enstrümanlarının Plastik Açıdan Seramik Sanat
Objelerine Dönüşümü” adlı tez çalışması ile yüksek
lisans eğitimini bitiren A. Aysun Sandıkcıoğlu, 19 Kasım 2011-19 Ocak 2012 tarihleri arasında, 2011 yılını Türkiye yılı ilan eden The City University of New York Queens Kolej’in davetlisi olarak New York Flushing’de sergiye katılmıştır. Serginin küratörlüğünü sanat bölümünden Prof. Dr. Sing-Ying Ho yapmıştır.


Kişisel Sergiler
2010 – “Mehterden Modern Sanata Yansımalar”, Yerebatan Sarnıcı-Sultanahmet, İstanbul
2010 – “Geçmişten Bugüne Fetih Başlıkları”, Harbiye Askeri Müzesi-Harbiye, İstanbul 2010 – “Mehter I”, Çetin Emeç Sanat Galerisi, İzmir

Ödüller
2008 – 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi Seramik Yarışması Başarı Ödülü, İzmir
2006 – Kültür Turizm Bakanlığı 67. Devlet Resim ve Heykel Yarışması Başarı Ödülü, Ankara
2005 – Çanakkale 18 Mart Üniversitesi “Geçmişten Günümüze Çanakkale Seramikleri” Yarışması Özel Ödülü, Çanakkale 2002 – Turgut Pura Vakfı Heykel Yarışması, İzmir İl Turizm Özel Ödülü, İzmir

Yer Aldığı Seminerler
2008 – “Askeri Müzik Topluluğu Mehter, Geleneksel Kıyafet ve Müzik Enstrümanlarının Plastik Açıdan Seramik Sanat Objelerine Dönüşümü”, Dokuz Eylül Üniversitesi GSF Seminer Salonu, İzmir
2006 – “Mimari’de Kullanılan Seramik Çanaklar”, Dokuz Eylül Üniversitesi GSF Seramik Cam Bölümü Toplantı Salonu, İzmir